Çiftçi kimin elinde?

Antalya'da gerçekleşecek olan Interfresh
Eurasia Yaş Sebze Meyve Fuarı'nın tanıtım etkinliğindeydik.
Bursalı üreticilere tanıtılan fuar, üreticiden ihracatçıya
kadar 20-22 Ekim'de ziyaretçisiyle buluşacak.
18
ülkeden aralarında Avrupa'nın en önemli ve en büyük 3, Rusya'dan
2, Ortadoğu'dan da 2 olmak üzere 7 zincir marketi
temsilcileri ile birlikte 160'ın üzerinde alıcının katılım sağlayacağı fuar,
en büyük Türk yaş sebze meyve fuarlarının başında
gösteriliyor.
Fuarda
'Yaş Sebze Meyve', 'Depolama', 'Ambalaj', 'Lojistik',
'Tarım Makineleri' ve 'Teknolojileri' olmak üzere çeşitli
kategoride sektör temsilcileri aynı çatı altında bir araya gelecek.
Oldukça
yoğun bir katılım beklenen fuarda, Türk yaş meyve sebzesi Avrupa, Ortadoğu
Bölgesi ve Rusya'nın en önemli zincir marketleriyle buluşacak.
Aynı
zamanda ihracatçıların temas halinde olduğu müşteriler Türkiye'ye getirilerek,
ürünün üretildiği yer gösterilerek, hangi coğrafyalarda, hangi bölgelerde,
nasıl bir tedarik çalışması yapıldığı anlatılacağı hedef odaklı bir
organizasyon şemasından bahsediliyor.
Öncelikle
şuna değinelim.
Dünyada
iki yıl süren pandemi süreci ve Ukrayna ile Rusya arasındaki savaş tarım
sektörünün bir kez daha önemini ortaya koydu.
Değişen
şartlarla birlikte tarımda yapılacak daha çok iş olduğunu anlattı ve hala
anlatmaya devam ediyor.
Gündem;
ekonomide yaşanan kötü senaryolar, fiyat istikrarsızlığı, piyasadaki
belirsizlik, fiyat artışları...
Gözler
ise; dolar, Euro, hükümetin ekonomi politikalarında...
Düzenlenen
tanıtım etkinliğinde, UYMSİB Başkanı Prof. Dr. Senih Yazgan ve Antexpo
Fuarcılık Genel Müdürü Murat Özer'in yaş sebze meyve ve tarıma
yönelik önemli tespitleri vardı.
Antexpo
A.Ş Genel Müdürü Murat Özer ile başlayalım.
Türkiye
yaş meyve sebze sektörünün, Avrupa'nın 70 milyar Euro ticaret hacmine
ulaşan yaş meyve sebze sektöründen daha büyük pay almak istediğini ifade
ediyor.
Sahip
çıkılması halinde bu fuarın, Türkiye'nin yaş meyve sebze sektöründeki yüzü
olacağının da altını çiziyor.
Aynı
zamanda Murat Özer, "4 bin 500 - 5 bin firmamız var. Bunlar Avrupa
özelinde, Türkiye ve Akdeniz coğrafyasından düzenli mal alanlar.
Bu firmaları tek tek Türkiye'ye davet ediyoruz. Hedefimiz yaklaşık yüzde 10'unu
getirmek" diyor.
Ardından Uludağ
Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği (UYMSİB) Yönetim Kurulu
Başkanı Senih Yazgan'ın paylaşımlarıyla devam edelim.
Senih
Yazgan, Türkiye'de yaş meyve sebze sektöründe bugüne kadar sınırlı sayıda uluslararası
organizasyon yapıldığına ve Türkiye'nin coğrafi konumunun
öneminden bahsediyor.
Türkiye'den
çıkan bir tırın Orta Avrupa'ya ulaşma süresi, yolda ve gümrük kapılarında
herhangi bir aksilik olmadığı takdirde 2,5 gün.
Rusya'ya
ulaşma süresi 2,5 gün.
Orta
Asya'ya ulaşma süresi yaklaşık 4-5 gün.
Hele
hele uçak kargoyla Uzak Doğu'ya ulaşma süresinin yaklaşık
olarak 12 saatlik bir süreç olduğunu düşünürsek, Türkiye özellikle yaş meyve
tüketiminde önemli bir tedarik konumunda olabilecek bir coğrafi konumda.
Senih
Yazgan, Türkiye'nin bugüne kadar yaş meyve sebze konusunda uluslararası
müşterilerini kendi ülkesinde ağırlayamamış olmasını büyük bir eksiklik olarak
değerlendiriyor.
"Tarım
üstü açık bir üretim tesisidir" diyor ve devam ediyor:
"Tamamen iklim koşullarına
bağlıdır. İklim koşullarının yönetilmesi de insanlar tarafından son derece
güçtür. İklime bağlı olarak don etkisinin ürün azlığı
ve tam üretimin olduğu dönemde aşırı derecede yağışlar
sonunda ihracat azalış gösteriyor. Bunlar bizler için pazardaki
sürekliliğimizin korunması adına önemli bir risk. Çünkü pazarda verdiğiniz
taahhüdü yerine getirmediğiniz takdirde, pazarda alternatif olan ülke ve firma
devreye giriyor."
Örnek
veriyor:
"Rusya ile
ilişkilerimiz kopma noktasına geldiğinde, Mısır devreye
girerek önemli bir tedarikçi olma çabası içerisinde olmuştu. Son yıllarda
gelişen ilişkilerimize istinaden tekrar sürdürülebilir ortam
yaratıldı. Sonuç olarak, tarım üstü açık ve riski fazla olan
bir üretim. En zorlu süreci üretim aşamasında yaşıyoruz, pazarlama
aşamasında değil. Avrupa üretim kalitesi ve niteliği arayan bir üretici grubu
oluşturdu. Sadece Türkiye'de değil dünyada bu riskler oluşuyor. Geçtiğimiz
zamanlar da İtalya ve İspanya'da ürün azalışları
oluşmuştu. Ne yazık ki, belli ölçülerde bu riskleri bizlerde taşıdık."
Zeytin piyasasına dikkat çekti:
"Ne
yazık ki zeytin piyasası, İspanya ve İtalya'nın elindeydi. Yavaş yavaş
kırılmaya başladı. Zeytinyağı ve siyah - yeşil zeytinde Türkiye, Avrupa
tüketicileri içinde alternatif ülke konumuna geldi. Rusya ve Ukrayna savaşı ve
Avrupa Birliği'nin getirdiği koşullar, ülkemiz için bir fırsata dönüştü.
Geçmişte Rusya, Türkiye'den giden ihracata tarife dışı engeller koymaya
başlamıştı. Yani tırın kapağı açılmadan, tırların geriye gönderildiği ve
arkasından firmalarla ilgili yasaklamaların getirildiği bir süreç
yaşadık."
Biliyorsunuz
ki, tarımın üç temel kalemi var.
Mazot,
gübre ve tarım ilaçları.
Bu
üçü olmadı mı tarımda üretim yapamıyorsunuz.
Ne
yazık ki, bunların üçü de dövize endeksli.
Senih
Yazgan, "Önemli olan güvenli bir kur politikasının
oluşması" diyor.
Dünyada
kendi başına yetebilen yedi ülkeden biriydik. Ama şuan itibariyle bahsettiğimiz
girdi fiyatlarından ve üretimden kaçan bir genç kitle olmasından dolayı tarım
çok zor!
Ciddi
oranda nüfus değişimi söz konusu...
"Ülke
bazında iyi bir tarım politikasına ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum" diyor
Senih Yazgan ve devam ediyor:
"Sürdürülebilir tarım politikasına ihtiyacımız
var. Bugüne kadar eksikliğimiz tarımda uzun, orta ve kısa vadede tarım
politikamızın eksikliğidir. Tarımsal ürünlerde klasik çeşitlerle devam
ediyoruz. Yani bizim üreticimizde şöyle bir alışkanlık var, çeşitlerimizi yenilemiyoruz. Pazar çok
hızlı değişiyor. Tüketim alışkanlıklarına hızlı reaksiyon
veremiz gerekiyor. Bizim tarımsal süreçte yenilenmeye ihtiyacımız var."
Üretici
pazara ne kadar cevap veriyor?
Evet,
pazar eksikliğimiz var!
Burada
suç fidancı da mı?
Yoksa
üretici de mi?
Çiftçiye
tuzak kurmayan bir ticaretten bahsediyorum.
Çiftçimiz
kimin elinde?
"Fidancının
elinde! Fidancı geliyor, "Benim elimde bu var. Bunu
satmak istiyorum " diyor. Elindeki ürünü satmak istiyor. Maalesef, bizim
üreticimizde fidancının anlattıklarınla yetinince sonuçlarını birlikte
görüyoruz."
Küresel iklim değişikliğinin tüm dengeleri değiştirdiği bir ortamda tarımsal çalışmaların önemi daha da artmaya devam ediyor.
https://www.bursadabugun.com/yazarlar/elif-didem-danacioglu-129/ciftci-kimin-elinde-30414.html